Burak'la birlikte büyüdük; 1986'nin mayis ayinda da nisanlandik. Burak, Istanbul Üniversitesi Iktisat Fakültesi'ne kayit olduktan tam bir yil sonra, güzel bir tesadüf eseri ben de ayni okulu kazandim.
Istanbul'da her sey çok güzel giderken, aniden farkli davranmaya basladi. Beni aramaz sormaz oldu. Ailesi de durumun farkindaydi ve bana sabirli olmam gerektigini, ogullarinin bunalim geçirdigini söylüyorlardi. Onu görmemek çok koyuyordu ancak aramaya korkuyordum; artik ne yaptigini bilmiyordu.
Bütün bir sene umutla bekledim ve yaz tatili geldiginde Bolu'ya döndüm. Sonunda bir gece beni aradiginda sevinçten çildiriyorum sandim. Burak, hemen görüsmek istedigini söylüyordu. Nasil disari çikip, kollarina atildigimi bilmiyorum. Bütün kötü günler bitmis, Burak iyilesmisti.
O gün sabaha kadar eski günlerdeki gibi birlikte olduk. Çocuklugumuzun geçtigi sokaklarda yürüdük, sabah olunca da tepedeki çay bahçesinde kahvalti yaptik. Huzur içinde eve dönüp, uykuya dalmistim ki telefonun sesiyle uyandim. Annem çiglik çigliga agliyordu; Burak ölmüstü. Beni biraktiktan sonra evine gidip, odasina çekilmis, bir sigara yakip disariyi uzun uzun seyretmis. Daha sonra da odasinin penceresine çikip kendini asagiya birakmis.
Burak'in intiharindan sonra ciddi bir bunalim geçirdim. Ailem bu depresyondan kurtulabilmem için beni bir sürü doktora götürdü. Bu arada onun varligini sanki hiç ölmemis gibi yanimda hissediyordum. Her yalniz kaldigimda benimle konusuyor ve onu unutmami istiyordu. Genelde arkamdan sesleniyor, bir an önce kendimi toparlamami, ölümün kendi seçimi oldugunu söylüyordu.
Bu konuda kimse bana inanmiyordu. En acisi da Burak'tan geriye hiçbir sey kalmamasiydi. Bu süre içerisinde birlikte çekildigimiz tüm fotograflar bir sekilde yok oldu. Kimi kayboldu, kiminin üstüne bir seyler döküldü. Sonuç olarak, ondan geriye nisan yüzügümüz ve bana yazmis oldugu bir mektuptan baska hiçbir sey kalmadi. Burak'in bu hatiralarini cüzdanimin içinde tasiyor ve gözüm gibi sakliyordum.
Bir gün yolda yürürken cüzdanimi düsürdüm. Içinde yüklü sayilabilecek miktarda parayla Burak'in mektubu ve nisan yüzügümüz vardi. Karakola gidip durumu anlattim ve olaydan bir hafta sonra cüzdanimin bulundugu bana bildirildi.
Karakola gidip cüzdanimi açtigimda gözlerime inanamadim. Param ve diger esyalarim eksiksiz içindeydi ancak Burak'in mektubu ve nisan yüzügümüz artik cüzdanda degildi...